Salı, Kasım 19

Ureaplasma, kronik ve kalıcı akıntının temeli olabilir! – SAĞLIK

Üreaplasma enfeksiyonunun tedavi edilmediği takdirde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bir hastalık olduğunu vurgulayan Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Dr. Docente Ü. Zeki Salar, cinsel açıdan aktif kişilerin hiçbir semptomu olmasa bile yüzde 40-50 oranında bu enfeksiyona yakalandığını belirtti. Doğru tanı konulamayan ve yeterli tedavi alamayan hastaların/kadınların uzun süreli enfeksiyonlara maruz kaldıklarını ve dolayısıyla yaşam kalitelerinin düştüğünü belirten Dr. Dr. Öğretmen Ü. Salar, özellikle kronik akıntılarda ve geçmeyen vajinal enfeksiyonlarda üreaplasmanın dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Ureaplasma enfeksiyonu sıklıkla çok bulaşıcı olan, görülme sıklığı yıllar geçtikçe artan ve hem erkeklerde hem de kadınlarda yaygın enfeksiyonlara neden olabilen bir enfeksiyon türüdür. Doktor, enfeksiyonun normal testlerle tespit edilemeyeceğini, tanı için spesifik kültür testlerinin gerekli olduğunu vurguluyor. Öğretmen Ü. Zeki Salar, doğru tanı ve tedavi için kültür testinin gerekli olduğunu vurguladı. Hastalığın hem kadınların hem de erkeklerin yaşam kalitesini bozarak cinsel ve günlük yaşamda olumsuzluklara yol açtığını vurgulayan Üniversite Öğretim Üyesi Dr. Zeki Salar, tedavinin geciktirilmesi durumunda üreme sağlığının ciddi şekilde etkilenebileceğini söyledi. ORTAK ALANLARA DİKKAT!Enfeksiyonun en sık cinsel ilişki yoluyla bulaştığını belirten Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ü. Zeki Salar, hastalığın anneden çocuğa banyo, hamam, epilasyon merkezleri gibi ortak ortamlarda ve nadir durumlarda hamilelik ve doğum sırasında da bulaşabileceğini anlattı. Dr., enfeksiyonun erken teşhisinin ve doğru tedavisinin de önemli olduğunu söyledi. Öğretmen Ü. Salar, şöyle konuştu: “Bu konuda yeterli bilgi olmadığı için hastalar ne yazık ki zamanında doktora başvurmuyor. “Zamanında ve doğru tedavi verilmediğinde direnç geliştiği için tedavi yine de çok zor olabiliyor.” dedi kiHERHANGİ BİR BELİRTİ OLMADAN HEMEN İLERLİYORDoktor, ureaplasmanın sıklıkla herhangi bir belirti vermeden ilerlediğini söyledi. Öğretmen Ü. Kadın ve erkeklerde bozuklukların farklı olabileceğini/farklılık gösterebileceğini/gösterebileceğini vurgulayan Salar, sözlerine şöyle devam etti: “Sarı-yeşil, kötü kokulu genital akıntı en sık görülen semptomdur. İdrar yaptıktan sonra yanma hissi ve idrar yaparken ağrı en sık görülen şikayetler arasındadır. Genital bölgede rahatsızlıklar, yanma ve karıncalanma hissi hastalarımızın en sık görülen şikayetleri arasındadır. Ayrıca enfeksiyon böbrekleri etkiliyorsa bel ve sırtta ağrı, tüpleri etkiliyorsa kasıklarda ağrı, yüksek ateş, cinsel ilişki sırasında ağrı ve eklem ağrıları da hastalığın belirtileri arasındadır. Erkeklerde idrar yaparken yanma ve ağrıya neden olabileceği gibi penisten akıntı, kasık ve testislerde ağrıya da neden olabilir. Tedavi edilmezse enfeksiyon prostata ilerleyebilir. “Sperm değerlerini olumsuz etkileyerek sperm sayısının azalmasına ve hareketliliğinin azalmasına neden olabilir.”AYRICA ÇEŞİTLİ ENFEKSİYONLARI DA ÇEKEBİLİRDoktor, ureaplasma teşhisindeki en büyük sorunlardan birinin sıklıkla birden fazla enfeksiyonu çekebilmesi olduğuna dikkat çekiyor. Öğretmen Ü. Salar, konuyla ilgili önemli bilgiler verdi: “Üreaplasma sıklıkla mantar enfeksiyonuyla birlikte ortaya çıkabiliyor. Mantar enfeksiyonu vajina duvarını kremsi beyaz yağlı boya gibi etkilediği için bazen sadece mantar enfeksiyonunun var olduğu düşünülür ve tedavi sadece bu yönde verilir. Bu nedenle altta yatan gerçek sorun çözümsüz kalıyor. Ayrıca bazen insan papilloma virüsü (HPV) ile birlikte de ortaya çıkabilir. Kadında ureaplasma, mantar enfeksiyonu ve HPV birlikte ortaya çıkarsa tedavisi zorlaşır. Bu nedenle sürekli akıntı veya inatçı mantar enfeksiyonu durumunda üreaplazma testi yapılması gerekir.”“ ANTİBİYOTİKLERİN DOĞRU KULLANILMAMASI NEDENİYLE DİRENÇ GELİŞİYOR”Doktor, ureaplasmanın dirençli bir enfeksiyon olduğunu ve bu nedenle doğru antibiyotiğin doğru zamanda ve doğru şekilde kullanılmasının son derece önemli olduğunu söyledi. Öğretmen Ü. Salar, şunları söyledi: “Şöyle düşünebilirsiniz, elimizde tek kurşun var, bu kurşunu doğru yerde, doğru zamanda düşmana karşı kullanmalıyız ki çözüm olsun. Ne yazık ki bize gelen hastaların çoğunda tekrar tekrar antibiyotik kullanımı nedeniyle ureaplasma’ya karşı direnç gelişmiştir. Bu hastalarda tedavi daha zor olduğundan sorunun çözülmesi zaman alır. Bu nedenle gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınmalıyız.” dedi. “EŞİNİN DE BAKIMA İHTİYACI VAR”Öğr. Üyesi Ü., “İnsanlarda yapılan testlerde herhangi bir sorun tespit edilmese de üreaplazma tedavisinde partner tedavisini gerekli görüyoruz” dedi. Zeki Salar, şunları söyledi: “Çünkü erkeklere yapılan testlerde ureaplasma testi çoğunlukla negatif çıkıyor. Ancak erkekler taşıyıcı olduğundan enfeksiyonun kadınlara tekrar tekrar bulaşma riski bulunmaktadır. Bu nedenle ureaplasma tanısı alan kadınların ve eşlerinin veya cinsel partnerlerinin de antibiyotik tedavisi görmesi gerekir. Eş tedavisinde karşılaştığımız en büyük sorunlardan biri eşlerin ilaç kullanmaması ya da tedaviyi yarım bırakmasıdır. Eşlerin de kapsamlı ve kapsamlı bir tedavi görmesi bizim için çok önemli.” dedi. YAŞAM TARZI DA DÜZENLENMELİDoktor, enfeksiyonun iyileştirilmesinde antibiyotik tedavisinin tek başına yeterli olmadığını, bazı yaşam tarzı alışkanlıklarının değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Öğretmen Ü. Zeki Salar sözlerine şöyle devam etti: “Üreaplazmadan kurtulmak için vücudun ona karşı güçlü ve dirençli olması gerekiyor. Bu hedefe ulaşmak için sigara içiyorsanız bırakmalı veya en azından azaltmalısınız, günde 7-8 kaliteli saate saygı göstermeli ve dengeli beslenmelisiniz. “Ayrıca bağışıklık sistemini güçlendirerek ureaplasmanın vücuttan atılması için egzersizin önemli olduğunu da belirtmek isterim.” Kaynak: (guzelhaber.net) Güzel Haber Masası

—–Sponsorlu Bağlantılar—–

—–Sponsorlu Bağlantılar—–

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

romabet güncel giriş betgar güncel giriş