Bilim insanlarını dahi hayrete düşüren keşif Massachusetts’te Boston’un batısındaki Harvard Ormanı’nda gerçekleşti. Keşfedilen dev virüslerin saça benzer çıkıntıları ise uzunluk, kalınlık, yoğunluk ve şekil bakımından değişiklik gösteriyor.
BOYUTLARI BAKTERİLERE YAKIN
Science.org’un haberine göre, Massachusetts’te yapılan araştırmada keşfedilen dev virüslerin, bazı bakterilerin boyutuna yakın, 2 mikrometreyi aşan büyüklükte olduğu belirlendi.
Araştırma kapsamında Boston’un batısındaki Harvard Ormanı’ndan alınan topraklar elektron mikroskobuyla incelendi.
EKOLOJİK ÇEŞİTLİLİKLERİ BİLİNENDEN FAZLA
Almanya’dan ve Max Planck Tıbbi Araştırma Enstitüsü ile Massachusetts Amherst Üniversitesinden bilim insanlarının yürüttüğü araştırmada elde edilen bulguların, bu nispeten büyük parazit grubunun, bilinenden daha fazla ekolojik çeşitliliğe sahip olduğunu gösterdiği kaydedildi.
Bu virüslerin, çok daha karmaşık organizmaların sahip olduğu genomlardan daha büyük ve 2,5 megabaza (Nükleik asitlerde 1000000 nükleotide eş değer uzunluk birimi) ulaşan genomları barındırabildikleri belirtildi.
TORTU VE TOPRAKLARDA DA BULUNUYORLAR
DNA diziliminin çözülmesi sonrasında pek çok çeşidi belirlenen büyük boyutlara sahip bu virüslerin, Dünya’daki tüm virüslerin yaklaşık yüzde 97’sine ev sahipliği yaptığı tahmin edilen tortu ve topraklarda da bulunduğuna işaret edildi.
İncelemede, sıradan virüslerde görülen 20 kenarlı ikozahedron (20 eşkenar üçgenin belirli açılarla bir araya gelmesiyle oluşan şekil) yapıların yanı sıra kuyruklar, değişik noktalar, çok katmanlı veya kanallı gövdelere sahip yeni virüsler tespit edildi.
VİRÜSLER SIRA DIŞI ÖZELLİKLERE SAHİP
Araştırma ekibinin “Gorgon” morfolojisi adını verdiği boru şeklinde çok sayıda uzantıya sahip virüslerin de tespit edildiği kaydedildi.
Bu virüslerin çoğunun, çeşitli uzunluk, kalınlık, yoğunluk ve şekil bakımından değişen saç benzeri çıkıntılarla kaplı olduğu açıklandı.
Bulguların, bu dev virüslerin içinde bulundukları hücrelerle nasıl etkileşime girdiği hakkında virologların keşfedeceği çok şey olduğunu gösterdiği vurgulandı.
Araştırma bioRxiv’de yayımlandı.
(AA)