Pazar, Aralık 22

Eğitimin Geleceği: Dijital Çağda Global Yetenekler Geliştirmek – EĞİTİM

Test Education, UEZ Sapanca 2024’ün ikinci gününde ilk panele sponsor oldu.

Test Eğitim Merkezi Kurucusu Fulya Yalezan, son dönemde kriz ve uluslararası kimlik kazanma hedefi nedeniyle Türkiye’den yurt dışına giden öğrenci sayısının arttığını vurguladı.

Sermaye, Ekonomist, Start Up Görmek CEOLife Uludağ Ekonomi Zirvesi (UEZ Sapanca 2024) tarafından düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi (UEZ Sapanca 2024), bu yıl 13. kez Türkiye’den ve dünyadan saygın siyasetçileri, iş dünyası liderlerini ve akademisyenleri ağırladı.

“Sorumlu ve duyarlı liderlik: “Teknoloji ve yapay zeka çağında gezegen ve insanlıkla uyumlu bir sistemin öncüsü olmak” temasıyla düzenlenen zirve, ikinci gününde yoğun katılımla gerçekleşti.

UEZ Sapanca 2024’ün ikinci gününün ilk panelinin teması ““Eğitimin Geleceği: Dijital Çağda Küresel Yeteneklerin Geliştirilmesi” Panel sponsoru iken Eğitimi Deneyin olmuş.

Panelin moderatörlüğünü üstlenen Pegasus Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet T. Nanekonuşmacıların Türkiye’de ve dünyada kendi alanlarında önemli başarılara imza attığını kaydetti.

Panelde konuşan Test Eğitim Merkezi Kurucusu Fulya Yalezan, eğitimdeki gelişmeleri ve sorunları anlattı. Yurtdışında eğitimin Türkiye için yeni bir şey olmadığını anlatan Yalezan, şöyle konuştu:

“Öğrencilerimizin en büyük sorunu soru çözmek. Gelecek planlarını ve her şeyi bu sorular üzerine kurarlar ve mutsuz bir ergenlik geçirirler. Bunları yurtdışında görmüyoruz; Öğrenciler ders çalışırken spor ve hobilerini gerçekleştirirler.

Son yıllarda liyakat yerini sadakate bıraktı. Mutsuzluğun, çaresizliğin ve şevk kaybının yurt dışında eğitimde büyük bir artış yarattığını söyleyebiliriz. Küresel vatandaşlık ve uluslararası kimlik kazanma çabası aynı zamanda yurtdışında eğitime de yol açmaktadır.

Milli eğitim sistemi çok sık değişiyor

İş dünyası olarak son dönemde en çok şikayet ettiğimiz konu kadro istikrarı. Ama en son değişen bakanlık Milli Eğitim Bakanlığıdır. Cumhuriyet döneminde 70 milli eğitim bakanı değişti. Bu hükümette sadece 9 kişi değişti. 27 merkez bankası başkanı. Milli Eğitim Bakanı ortalama bir buçuk yıl görevde kaldı. Burada sistem kurulmadığı için toplumsal çürüme yaşıyoruz. Gelen herkes yeni bir sistemi deneyip uyguluyor.

Krizlerde talep artıyor

Yalezan, Kovid-19 salgını döneminde yüzde 300 talep patlaması gördüğünü anlatarak, şöyle konuştu: “Ülkemizde kriz ne kadar yaşanırsa sektörümüz de o kadar büyüyor. Savaşlar ve hükümet krizleri olduğunda büyüyoruz. Keşke krizler olmasaydı, büyümeseydik. “İnsanlar kriz ortamında kendilerini kurtarmak için çocuklarını yurt dışına gönderiyorlar” dedi.

Kırılma anları var

Panelin bir diğer konuşmacısı ise New York Üniversitesi Akademisyeni/Yazar Prof. Dr. Selçuk ŞirinEğitime yatırım yaparken kalkınma arttıkça modern işletme eğitimi ile kalkınma arasındaki ilişkinin de geliştiğini vurguladı. Tarih boyunca eğitimde birçok dönüm noktasının yaşandığını kaydeden Şirin, şunları kaydetti: “Bunlardan ilki buharlı makinelerin ortaya çıkışıdır. 21. yüzyılın başında internetin ortaya çıkışı temel bir dönüm noktasını temsil ediyordu. Bazı ülkeler buna çok yüksek puan verdi. Şimdi yeni bir kırılma anı geliyor. “Yapay zeka dediğimiz kavram günlük yaşamın her alanına ve anına uzanıyor” dedi.

Üniversitelerin yapısı gözden geçirilmeli

Eğitim sistemlerinin dünyada en iyi ölçülen kurumlar olduğunu vurgulayan Şirin, G20 ülkesi Türkiye’nin PISA testlerinde dünya sıralamasında 40 ile 50 arasında yer aldığını söyledi. “Bu bana gelecek için umut vermiyor. Üniversiteler de aynı şekilde ölçülüyor. Türkiye’de 208 üniversite bulunmaktadır. Bunların üçte ikisinin uluslararası geçerliliği yok. Türkiye’deki üniversitelerin üçte ikisini kapatırsanız ülkeye büyük tasarruf sağlarsınız. Şirin, “Kaynaklarınız sınırlıysa maksimum getiriyi elde etmek için harcarsınız” dedi. Dünyada ilk 1000’de Türkiye’nin 11 üniversitesinin bulunduğunu, Türkiye nüfusunun onda birini temsil eden İsrail ve Yunanistan’ın da sıralamada 11 üniversitesinin bulunduğunu belirtti.

20 milyon genç yüzyılı kurtarabilir

Türkiye’nin doğal kaynağı olan genç nüfusun azaldığını ve bir daha eskisi gibi olmayacağını kaydeden Şirin, şunları kaydetti: “Şayet mevcut 20 milyon genci iyi eğitebilir ve kullanabilirsek bu yüzyılı kurtaracağız. “Kalıpların dışında düşünebilen nesillere ihtiyacımız var ama Türk eğitim sistemi şu anda buna uygun değil” dedi.

Öğrencilerin motivasyona ve eğlenceye ihtiyacı var

Eğitim ihtiyaçlarının zamanla değiştiğini kaydeden İstanbul Saint-Joseph Lisesi Müdürü Paul GeorgesGençlerin daha spontan davrandığını ve kişisel sorularını sormaktan çekinmediklerini söyledi. Z kuşağının önceki kuşaklara göre farklı beklenti ve algılara sahip olduğunu ve daha az resmi olduğunu anlatan Georges, şöyle konuştu: “Kişisel görüşlerini rahatlıkla ifade edebiliyorlar. Öğrencilerin motivasyona ve eğlenceye çok ihtiyacı var. Onlara çalışma disiplini kazandırmak gerekiyor. Daha fazla gerçek yaşam deneyimine ihtiyaçları var. Hem velilerin hem de öğrencilerin daha fazla rehberliğe ihtiyaç duyduğunu görüyoruz. Bazen aile yapılarında karmaşık durumlar olabiliyor. Pandemiden sonra bir topluluğa ait olma duygusuna ihtiyaçları var. Bu çocuklar salgından çok etkilendi. Gençler çevre sorunları konusunda endişeli. “Yeşil beceriler sağlayan okullara ihtiyacımız var” dedi.

Öğrenciler zor bir süreçten geçiyor

Georges, Türkiye ve Fransa’daki okullar arasındaki farklılıklara da değinerek, okula yeni gelen Fransız öğretmenlerin not ve sınav stresinin yabancı öğretmenleri şaşırttığını söyledi. “Öğrenciler son sınıfta neden bu kadar yoruluyorlar diyorlar. Öğrencilerin kaygısı, zamanı ve enerjisi, görevleri başarmak için teste tabi tutulur. Bunun yerine öğretmenler buraya geldiğinde şaşırıyorlar çünkü öğrenciler çok nazik, onları dinlemeye hazırlar. “Fransa’da öğretmenlerin prestiji artık eskisi kadar yüksek değil, hatta tehlikeli hale geldi” dedi.

Sanayiyle iş birliği artmalı

Üniversite-sanayi işbirliğinin artması gerektiğini belirten Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Sitti, “Ar-Ge noktasında çalışmamız lazım. Doktora yapmış kişilerin iş dünyasında yer edinmesi gerekiyor. Üniversitelerin şirketler tarafından desteklenmesi gerekiyor” dedi.

Üniversitelerde nitelikten çok sayıların ön planda olduğunu vurgulayan Sitti, şunları kaydetti:

“Genç nüfusumuz göz önüne alındığında onlara eğitim de vermemiz gerekiyor. Bütün üniversitelerimizin iyi olduğunu söyleyebilmeliyiz. Öğretmen, altyapı ve kültür oluşturmamız gerekiyor. Gençlerimizi iyi yetiştirdiğimizde önümüzdeki 15 yılda önemli bir avantaja sahip olacağız. Eğitimin sadece mesleki değil aynı zamanda kültürel ve sosyal bütünlüğe sahip olduğunu ortaya koyuyoruz. Bu kaliteye öncelik vermeliyiz.

Bundan 20-30 yıl önce iyi liselerimizden yurt dışına giden öğrenci oranı yüzde 20 civarındaydı. Şu anda çoğu yurt dışına gidiyor. Bu oranların daha iyi seviyelere çıkması için çalışmamız gerekiyor” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

—–Sponsorlu Bağlantılar—–

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

romabet güncel giriş betgar güncel giriş
ekrem abi sitesi gaziantep escort